Diyarbakır ve çevresi tarih öncesi devirlerden başlayarak tarihin her devrinde önemini korumuş Anadolu ile Mezopotamya arasmda doğal bir geçiş yolu bir köprü görevi görmüş ve çeşitli uygarlıklarm beşiği durumuna gelmiştir.
Tarih boyunca Amida, Amid, Kara Amid, Diyar-bekr,Diyarbekir Diyarbakır adlarmı alan kent Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin orta bölümünde Elcezire denilen Mezopotamya’nm kuzey sonunda
konumlanır. Yontma Taş ve Mezolitik devirlerde yaşanmış olduğu arkelojik araştırmalar ile anlaşılmıştır.Eğil,Silvan yakınlanndaki Hassun, Dicle nehri ve kollan üzerinde Ergani yakmlarmda Hilar mağaralarmda bu çağdan kalma kalmtılar tespit edilmiştir.
ÇAYÖNU
Anadolu’nun en eski köy yerleşmelerinden biri olan tanmcı köy topluluklarm en gÜzel örneğini veren Ergani yakınlanndaki çayönü Tepesi günümüzden 10000 yıl önceye tarihlenmesi ile sadece bölge tarihine değil, dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır. M.Ö 7.500-5.000 yıllan arasmda aralıksız olarak daha sonra da aralıklarla iskan edilmiş olan günümüzdeki kent uygarlığın ilk temellerinin atıldığı çayönü, insanlarm göçebelikten yerleşik köy yaşantısma, avcılık, top!ayıcılıktan besin üretimine geçtikleri “Neolitik Devrim” olarak da bilinen teknolojik yaşam biçimi, beslenme ekonomisi ve insan- doğal çevre ilişkilerinin tümü ile değiştiği kültür tarihi ile ilgili buluşlarda bir çok ilki de içeren canlı ve ilginç bir yerleşmedir. Yabani b~y, mercimekgiller gibi bitkilerin tanma almması koyun ve keçinin evcilleştirilmesi ile çayönü bilim dünyasmda önem kazanmıştır.
M.Ö 7250 – 6750 tarihleri arasma yerleştirilen ilk köy kuruluşunda ortaya çıkartılan yapı tipleri de çeşitlilik gösteriyor. Yuvarlak planlı kulübe yapılar, ızgara planlı yapılar, kanallı yapılar ve hücre planlı yapılar. Bu yapılarda; taş temeller, oda, mutfak.depo, kiler atölye,meydan ve mezarlık gibi giderek özelleşen mekanlann oluştuğu da görülüyor.
DİYARBAKIR KALESi
Karacadağ’dan Dicle’ye uzanan geniş bazalt platosunun doğu kenannda geniş bir düzlük üzerinde yer alır. Dış Kale ve İç Kale olmak üzere iki ana bölümden oluşur.
DIŞKALE
M.S.349 ydında Roma İmparatoru iL Constantios zamanında kalesi yeni baştan onarılıp güçlendirilerek etrafı surlarla çevrilmiştir. Böylece genel şeklini alan Diyarbakır Kalesi, daha sonra kente egemen olan uygarlıklar tarafından yapdan eklenti ve onarımlarla günümüze Ididar gelebilmiştir. Kuşbakışı görüntüsüyle kenti bir kalkan balığı şeklinde çevreleyen surlann üzeri, kente egemen olan otuza yakın uygarlığın izlerini taşıyan, oyma ve kabartına motiflerin yanı sıra,onu bir kuşak gibi çevreleyen yazıtlarla bezelidir.Bu nedenle A. Gabriel tarafından” Açık Hava Yazıtlar Müzesi” olarak nitelendiriimiştir. 5 km. uzunluğundadır. Yüksekliği 10 – 12 m. kalınıdarı 3-S m. arasında değişmektedir. Kare çokgen ve yuvarlak planlı toplam 82 burca sahip olup bunlardan en önemlileri; Keçi Burcu, Yedi Kardeş Burcu, Ben-u-Sen Burcu, Nur Burcu’dur.Dış Kale’nin dört yöne açılan mimarlık tarihi açısından birbirinden önemli dört kapısı
vardır. Kuzeyde Dağ Kapl(Harput Kapı),batıda Urfa Kapl(Rum Kapısı) güneyde Mardin Kapl(Tel KaplSı),doğuda Yeni Kapl(Dicle veya Su KaplSı)yer almaktadır. Bugünkü Dış Kale surlarının dışında ikinci bir sur daha bulunmaktaydLAncak 1232 ydında kente egemen olan Eyyubi Hükümdarı Melik Kamil tarafından yıktırdarak,taşlar bugünkü surların onanmında kullandlOıştır.Bugün kalıntdannı Mardin Kapı ve Ben u Sen tarafında izleyebilmekteyiz.
İÇKALE
Dış kalenin kuzeydoğu köşesinde yer alır. Dış Kale’ den surlarla ayrılmaktadır. İç Kale’de yer alan Viran Tepe kentin ilk yerleşim noktasıdır ve bu tepenin etrafı da surlarla çevrilidir Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1524 – 1526) yapdan surlarta genişletilmiştir.16 burçlu İç Kalenin de dört kapısı bulunmaktadır. Fetih ve Orgun kapdarı dışa, Saray ve Küpeli Kapdan da kente açdmaktadır.
ULU BEDEN BURCU( EVLi BEDEN YA DA BEN U SEN) VE YEDİ KARDEŞLER BURCU
Surların güney bölümünde yer alır.1208 ydında, Artuklu Hükümdarı Melik Salih adına Mimar Cafer Oğlu İbrahim tarafından yapdmıştır. Silindirik yapısı, onu sarmalayan kitabesi ve çift başlı kartal, kanatlı aslan kabartınalanyla oldukça heybetli bir burç olan Ulu Beden ve Yedi Kardeşler Burçlan plan ve bezemeleriyle birbirine benzer …
KEÇiBURCU
Mardin Kapısı’nın doğusunda yontulmuş kaya kütlesinin üzerinde yer alır. Surlardaki burçlann en eskisi ve en büyüğüdür. Yapım tarihi tam olarak bilinemeyen burcun üzerinde 1223 ydında Mervanoğulları tarafından onarddığını belirten bir yazıt yer almaktadır. 1 1 kemerli bu burcun bir dönem tapınak olarak kullanddığı sandmaktadır.
ULUCAMİİ
Şehrin merkezinde yer alır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. M.S 639 ydında Diyarbakır Müslüman Araplar tarafından fethedilmiş ve kentin en büyük kilisesi olan Mor Toma Kilisesi’nin camiye çevrilmesi ile oluşturulmuştur. Anadolu’nun en eski camiierindendir. Müslümanlar tarafından 5.Harem-i Şerif olarak bilinir.l09l ydında büyük bir onanm geçirmiştir. Plan itibariyle Şam Emevi Camü’nin Anadolu’ya yansıması olarak yorumlanır. Camiye Diyarbakır’ da hüküm sürmüş bütün devletler büyük önem vermiş ve onarmışlardır. Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah, İnal ve Nisanoğullarl,Anadolu Selçuklu Hükümdarı Giyaseddin Keyhüsrev, Artuklular,Akkoyuolu Hükümdan Uzun Hasan ve Osmanlı padişahlarından birçoğuna ait kitabe ve fermanlar caminin muhtelif yerlerinde görülmektedir.
ŞEYH MUTAHHAR(DÖRT AYAKLI MiNARE) CAMİİ
Kasım Padişah Camii ismiyle de anılır. Balıkçdarbaşı semtinde yer alır. Akkoyunlu Sultanı Kasım tarafından 1500 yılında yaptırdmıştır. Siyah ve beyaz kesme sıralı taşlarla inşa edilmiştir. Camiden ayn dört s’tin üzerinde yükselen kare planlı minaresi, Anadolu’daki tek örnektir. Sütunların İslam dininin 4 mezhebini, gövdesinin ise İslam dinini temsil ettiği düşünülmektedir.
DELİLİLER(HÜSREV PAŞA) HANI
Mardin kapsındadır.1527 yılında Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa tarafından arkasındaki camü ve medrese ile birlikte yaptırdmıştır.
Deliler Ham olarak bilinmesinin nedeni, hicaza gidecek hacı adaylarını götürecek deliUerin(rehber) bu handa kalmalanndandır. Avlulu iki katlı olarak inşa edilmiş yapı, restore edilmiş ve günümüzde turistik bir otel olarak hizmet vermektedir.
HASAN PAŞA HANI
Ulu Camii’nın doğusundadır. Vali Hasan Paşa tarafından 1573 miladİ ydında yaptırdmıştır. Avlulu iki katlı olarak inşa edilmiştir.
Avlu ortasında bezemesiz başlıklara oturan altı sütunlu, üstü kubbeli bir şadırvan bulunmaktadır.
KÜL TÜR MERKEZİ(CAHİT SITKI TARANCI EVİ)
Şaİr Cahit Sıtkı Taraneı’nın doğduğu bu ev geleneksel Diyarbakır evlerine güzel bir örnek teşkil etmektedir.1973 ydında Kültür Bakanlığı tarafmdan satın alınıp müze olarak düzenlenmiştir. Müzede, Cahit Sıtkı Taraneı’nın özel eşyaları, mektuplan ve kitaplannın yanı sıra etnografik eserler sergilenmektedir.
MESUDİvE MEDRESESi
Ulu Camii’~in kuzeyinde camiye bitişiktir. Medresedeki yazıtlara göre yapımına 1198 – 1199 miladi ydında Artoldu Hükümdan Ebu Muzaffer Sökmen II zamanında başlanmış 1223 – 1124 ydlarında bitirilmiştir. Mimarı, Halepli Mahmut Oğlu Cafer’dir. Aynı mimarın adını surlardaki bazı kitabelerde Ulu Camii’nin onarım kitabelerinde ve Devegeçidi Köprüsü kitabesinde de görmekteyiz. İki katlı olan Mesudiye Medresesi açık medreseler grubu içerisinde tek veya çift eyvanlı şemaya bağlıdır. Mimari bakımdan Zinciriye Medresesi’nin üslubuna benzemektedir
ZİNCİRİVE(SİNCARİYE MEDRESESİ)
Ulu camii’nin güneybatısı ve yakınındadır. Ulu Camü ile arasında kemerli bağ~ntılar buIunmaktadır.1198 miladİ ydında Mimar İsa Ebu Dirhem tarafından yapdmıştır. Açık medreseler grubu içerisinde tek veya iki eyvanlı şemaya bağlı, tek katlı olarak inşa edilmiştir.
DİCLE(ON GÖZLÜ) KÖPRÜSÜ
Şehrin güneyinde Mardin kapısı dışında ve şehre 3 km. mesafededir. Kentin kuruluşu ve gelişmesi ile ilintili olabilecek bir geçmişi bulunan köprünün günümüze ulaşabilen kısımlarının miladi 1065 tarihinde Mervaniler döneminde, Übeyd oğlu Yusuf isimli bir mimar tarafından inşa edildiğini üzerindeki kitabesinden öğrenmekteyiz. Kesme bazalt taştan on gözlü olarak inşa edilmiştir.
MALABADİ KÖPRÜSÜ
Diyarbakır batman yolu üzerinde Silnab ilçesine 24 km. mesafededri. Kitabesinde 1147 miladi yılında Timurtaş Bin-i Artok tarafından yaptırıldığı yazdıdır. Farklı uzunluklarda, kınk hatlar halinde üç bölümden oluşmaktadır. Orta bölümde ayaklan kayalıklara oturtolmuş 38.60 metrelik açıklığı bulunan sivri bir kemer yer almaktadır. Kitabesi, kabartmalan ve mimarisi ile eşsiz olan köprü için A. Gabriel şu bilgileri verir: “Modern hesabın olmadığı devirde bu açıklıkta o zaman için böyle bir eser hayranlık ve takdiri muciptir. Ayasofya Camünin Kubbesi Köprünün altına rahatlıkla girebilmektedir. Balkanlarda Anadolu’da Orta doğg’da bu açıldıkta bu yaşta bir başka köprü yoktur.”
Dünyadaki taş kemerli köprüler içinde kemeri en geniş olanıdır
DİYARBAKIR SOKAKALARI (KÜÇELERİ)
Diyarbakır sokaklarının ve de evlerinin şekillenmesinde surlar önemli rol oynar. Kentin genişlemesini sınırladığı için sur içinde yoğunlaşma artmış, evler birbirine yakınlaşmış, sokaklar daralmış. Bu da gölgelik alanların çoğalmasını ve serinliğin artmasını sağlamış. Bu tür bir sıkışıldık sokakların şekillenmesinde bazı durumlar yaratmış ve mahremiyeti saklamak için evler, sokaklardan yüksek duvarlarla aynlmış. Bazalt parke taş döşeli eski Diyarbakır sokaklarında sürekli akan çeşmeler, sokaklara temizlik ve canldık katarmış
EL SANATALARı
Geleneksel el sanatlan içerisinde kuyumculuk, ipekçilik ve bakırcdık önde gelmektedir. İpek böcekçiliği merkez, Kulp, Silvan ve Lice ilçelerinde yapdmaktadır. İpekli kumaşları, mendilleri, poşulan ile ünlü olan ilde üretim eskiye göre azalmıştır. Toprak işleri, saraçlık, keçecilik,kilim,cicim,heybe gibi dokumacdık,işlemeli peskir,peştamal,namaz örtüsü yapımı,el dokuması,halıcdık ilde ki diğer önemli el sanatlandır.
ŞAİR VE YAZARLAR
Ahmed Arif, Cahit Sıtkı Tarancı, Hicri İzgören, Y dmaz Odabaşı, Şeyhmus Diken, İhsan Biçici, Suzan Samancı, Ali Emiri, Esma Ocak, Mıgırdıç Magrosyon, Şevket Baysanoğlu, Ziya Gökalp Diyarbakır’ın edebiyat dünyasına kazandırdığı şair ve yazarlardandır.
DİYARBAKIR SOKAKLARı (KÜÇELERİ)
Diyarbakır ve de evlerini şekillenmesinde surlar önemli bir roloynar. Kentin genişlemesini sınırladığı içi sur içinde yoğunlaşma artmış, evler birbirine yakınlaşmış, sokaklar daralmıştır. Buda gölgelik alanların çoğalmasını ve de serinliğin artmasını sağlamıştır. Bu tür bir sıkışıklık sQkakların şekillenmesinde bazı durumlar yaratmış ve mahremiyeti sağlamak için evler sokaklardan yüksek duvarlarla ayrdmıştır. Bazalt parke taş döşeli eski Diyarbakır sokaklarında sürekli akan çeşmeler, so ka ıda ra temizlik ve canldık katarmış.
DİYARBAKIR’IN GELENEKSEL EVLERİ
En az beş bin ydlık geçmişe sahip olan Diyarbakır evleri de binlerce ydık bir tecrübe sonucu gelişerek, şehrin tarihi kimliğine ve de iklim şartlarına en uygun duruma gelmiş, malzemenin de etkisiyle kendine özgü karakteristik özellikler taşıyan bir mimari üslup kazanmıştır. Dışa kapalı olan evlere, hep aynı örnekte yapdmış mütevazı bir kapıdan girilir. Bu kapıyla genellikle küçük bir holden geçilerek avluya girilir. Avlu evin haremi durumundadır. Bu nedenle dışarıdan avlu, avludan dışarısı gözükmez. Rengarenk gülleri, çiçekleri, havuz ve şadırvanlarıyla Diyarbakır evlerinin avluları hayat doludur. CIS adı verilen beyaz renkli benzemelerle, pencere ve eyvan boşluları ile hafifler ve zengin, zarif motifli pencere ve gezmek parmaklıkları ile sevimsiz kasvetli görünüşü tamamen kaybolur. Diyarbakır ev planın şekillenmesinde en önemli etken iklim olduğu için evlerde yazlık kışlık ve mevsimlik bölümleri bulunur bütün bu bölümler evin merkezini oluşturan avlunun dört tarafını çevreler. Harem ve selamlık omak üzere iki bölümden oluşan Diyarbakır evlerin en güzel örnek olarak; Cemil Paşa Konağı, İskerder Paşa Konağı, Cahit Sıtkı Tarancı Evi Ziya Gökalp Evi, Esma Ocak Evi’ni verebilirz.